21 Kasım 2014 Cuma

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ ÖZENDİRME YARIŞMASI 2013 SONUÇLARI

“Tarihi Kentler Birliği Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması’nın 2013 yılı sonuçları belirlenmiştir. TKB Danışma Kurulunun jüri olarak görev yaptığı yarışma ile ilgili toplantıda, Ödül Yönetmeliği uyarınca katılımlar değerlendirilmiştir.

 “Tarihi Kentler Birliği Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme 2013 Yarışması”  na proje kategorisinde Kemaliye Belediyesi, Parlakkaya Mimarlık  tarafından hazırlanan;   “ Kemaliye Tarihi Çarşı (Buğday Meydanı ile Hacı Ali Akın Caddesi, Mustafa Özgül Sokak  ve Buğday Meydanı) Sokak Sağlıklaştırması “ konusu ile katılmıştır.

TKB Encümeni’nin incelemeleri sonucunda, üye belediyelerin kültürel miras ile tarihi kent dokularını koruma-yaşatma amaçlı toplam 50 proje ve uygulamayla aday olmuştur.

“Proje Ödülleri”ne ESKİŞEHİR, KADİRLİ, KEMALİYE, KONAK, TEKİRDAĞ, YÜREĞİR belediyeleri layık görülmüştür

Yarışma ile belediyeler ve mimarlar duyarlılıkları, kültürel değerlerinin korunup yaşatılması konusundaki uğraşları ve bu anlamda yarattıkları, yaratacakları bilinçten dolayı takdir ve teşvik edilmektedir.

Ödüller, 14 Kasım 2014 tarihinde Antalya’da yapılan YAPEX Yapı Malzemeleri , İnşaat Teknolojileri, Yapı Yenileme ve Restorasyon Fuarında, yarışmaya katılan bütün projelerin yer aldığı sergi ve ödül töreniyle sahiplerine sunulmuştur.


Kemaliye-Tarihi çarşı projesi 2013 yılı ödülü ve gerekçeli kararı özetle şöyledir:

Kemaliye Belediyesi
Tarihi Çarşı Sağlıklaştırma Projesi

Kemaliye kent merkezinde, geçmişten bu yana ticari bir odak olarak işlev görmüş, Buğday Meydanı, Hacı Ali Akın Caddesi, Mustafa Özgül Sokak ve Buğday Meydanı Sokak bölgesinin sağlıklaştırma projesidir. Tarihi çarşı bölgesi bütüncül bir şekilde ele alınarak tarihi doku ile uyumsuz ve yıpranmış durumdaki dükkân sıralarının yeniden tasarlanması ve inşası önerilmiştir. Kullanılmayan dükkânlar geleneksel ticari faaliyetlere uygun olarak işlevlendirilecek, uygulanacak tasarım çözümleriyle bir çekim noktası olarak düzenlenecek Buğday Meydanı’nın kamusal niteliği artırılacaktır. Proje alanında yapılacak müdahalelerin kente canlılık kazandırması öngörülmektedir.


















11 Eylül 2014 Perşembe

HOME OFFİCE DEKORASYONU NASIL OLMALI?


Home ofis nasıl dekore edilmeli?
Çalışma amaçlı kullanacağınız mekanı klasik ofis ortamına uygun olarak düzenlemeniz işinize konsantre olmanızı sağlar. Ev ortamının rahatlığından uzak ama aynı zamanda konforlu ve sempatik bir mekan dikkatinizi işinize vermenizi kolaylaştıracak, dolayısıyla verimliliğinizi arttıracaktır. Misafirlerinizi home ofisinizde kabul edeceğiniz durumları göz önünde bulundurarak olabildiğince rahat, düzenli ve rafine bir ortam oluşturmanız avantajınıza olacaktır. Öncelikle meslek alanınıza ve vermek istediğiniz imaja uygun olarak dekorasyon tarzınızı belirlemeli, devamında bu tarza uygun malzemeler ve mobilyalar seçerek ortamınızı tasarlamalısınız. Örneğin bir avukat veya muhasebe sorumlusu ciddiyeti vurgulayacak koyu renklere ağırlık verirken, grafik tasarımcı yaratıcılığını öne çıkaran canlı renk ve dokulara, bir terapist ise dingin ve huzurlu bir ortam yaratacak pastel renklere yönelebilir.
Dekore edilirken nelere dikkat edilmeli?
Dekorasyonda öncelikle işiniz için gerekli bütün teknolojik alt yapıyı sağlamanız yerinde olur. Elektrik tesisatının, internet, telefon ve bilgisayar sistemi alt yapılarının, aydınlatma için gerekli donatıların düşündüğünüz yerleşime uygun şekilde hazırlanması gerekir. İleride ilave edilebilecek cihazlar için bolca yedek priz kullanmalısınız. Elektronik cihazlar radyatörlerden ve direkt güneş ışığından uzakta olmalıdır.
Çalışmak için ferah ve aydınlık bir ortam en idealidir.
Masanız mümkünse pencere yakınında, tercihen soldan iyi ışık alan bölgede, ekranınız doğrudan güneş ışığını almayacak şekilde konumlanmalıdır. Gece kullanımı için ortamı mümkün olduğunca günışığına yakın özellikte direkt ve indirekt aydınlatma elemanlarıyla zenginleştirebilirsiniz. Sandalye ve masanızda önceliğiniz şıklık yerine ergonomi olmalıdır.75 cm yüksekliğinde bir masa bilgisayar kullanımı ve yazı yazmak için uygundur. Tıpkı ofislerde kullanıldığı gibi profesyonel, ayarlanabilir, beli ve sırtı destekleyen çalışma sandalyeleri seçerseniz uzun vadede yorgunluk hissetmenizi önleyebilirsiniz.
Duvar renklerinin açık renklerde seçilmesi gözü yormayacaktır. Sadelikten çok hoşlanmıyorsanız mobilya ve aksesuarlarda desenli ve renkli tasarımlara yönelebilirsiniz. Depolama ünitelerini kitap ve dosya sayınıza uygun büyüklükte tasarlamanız, dolapların kapaklı olması dağınık bir görüntüyü önleyecektir. Cam masalar ve koyu renk mobilyalar kolay toz tutarlar. Mobilyalarda kullanacağınız malzemenin açık renk, kolay temizlenen, pütürsüz, düzgün yüzeyli, çizilmeyen bir malzeme olmasına dikkat ederseniz temizlik işiniz kolaylaşacaktır.



Evin hangi odası ofise dönüştürmek doğru olur?
Evde salon ya da oturma odası bölümü home ofis için kullanılan en yaygın alanlardır. Ayrıca genellikle eve girişteki odalar oldukları için ziyaretçilerin evin diğer odalarını görmeden size ulaşmasına olanak sağlamış olursunuz.
Seçtiğiniz odanın çalışma alanı ( çalışma masası, yazıcı, faks vb.), depolama ( kitaplık, evrak dolapları, büro malzemeleri) ve oturma fonksiyonlarına cevap verecek büyüklükte olması rahat çalışmanızı sağlayacaktır.
Ofis olarak kullanılan odanın, evin diğer bölümlerinden, özellikle yatak odası ve mutfaktan uzakta konumlanması işinize odaklanmanızı kolaylaştırır. Evde yaşayan başkaları varsa yoğun olarak kullanılan bu mekanlardan çalışma odanıza gelebilecek koku ve sese karşı kendinizi korumuş olursunuz. Ofisiniz aynı zamanda iyi havalanabilen ve ışık alabilen bir yer olmalı. Eğer ayırabileceğiniz bir odanız yoksa veya stüdyo tipi dairede yaşıyorsanız ofis alanınızı uyuma ve yaşama mekanınızdan bir paravan, perde ya da bölücü duvar ile ayırarak özelleştirebilirsiniz.
Çalışanın motive olması için ne gibi dekorasyon detaylarını öne çıkartmak gerekir?
Keyifli ve konforlu bir ortam yaratmak için yeşillikler ve bitkilerden, duvarlara asacağınız doğa fotoğraflarından, özel ilgi alanınızla ilgili aksesuarlardan ( film afişleri, müzik aletleri, seramik objeler, akvaryum) faydalanabilirsiniz. Sevdiğiniz, sizi motive eden ve tarzınızı yansıtan biblo, aksesuarlar yerleştirilebilir. Mantar pano, duvar saati, takvim gibi detaylar iş alanınızı kişiselleştirecektir. Ancak bunlar kalabalık bir görüntüye neden olmayacak sayıda olmalıdır. Aksi taktirde dikkat dağınıklığına, uyku haline ve dalgınlığa yol açabilir. Masanıza yakın dolaplar, çekmeler ve raflar evrak ararken zaman kaybı yaşamanızı önler.


( Yazı Mediazine dergisi Eylül sayısı için hazırlanmıştır.)

24 Mart 2014 Pazartesi

BUTİK OTEL - İÇ MİMARİ PROJESİ





8 Ocak 2014 Çarşamba

BRÜKSEL, BRUGGE, AMSTERDAM

Üniversite de okurken mobilya tasarımı hocamız " Gözünüz hep açık olsun.İzlediğiniz filmlerde bile mekana, mobilyalara, ışığa mutlaka bakın, hatta hoşunuza giden detayları not alın." derdi. Yıllardır gittiğim mekanlarda, izlediğim gösterilerde, televizyon programlarında bu sözü aklımdan çıkarmamaya çalışırım. 
Brüksel - Brugge - Amsterdam rotasını takip ettiğimiz son seyahatimizde de bu şehirlerin mimari dokusunu, vitrinlerini, heykellerini, şehir planlamasıyla ilgili detayları inceleyip durduk.   Dolayısıyla bizim tatil de bu anlamda bol bol mimari fotoğraf çekerek geçti diyebilirim.
Zaten işini severek yapan bir mimarın serbest zamanlarında kendini mesleğinden soyutlayabilmesi ne kadar mümkündür bilmem. İşiyle hayatı o kadar iç içedir ki ister istemez gördüğü mimari yapıları, dokuları, hafızasına yada makinasına kaydeder. Benim de not defterim, fotoğraf makinam hep iş başındadır. Zaten bence bir mimarın tasarımındaki çıkış noktaları öncelikle yaratıcılığı ve eğitimi, sonra da gözlem yeteneğidir. Etrafı incelemek, iyi yada kötü örnekleri görmek mutlaka bizi olumlu yönde etkileyecektir.

 Brüksel' de modern cephe tasarımıyla bir son dönem yapısı.


Brugge' da restorasyon aşamasındaki tarihi ev. 

 Brugge- rastgele yerleştirilmiş gibi duran çıkmaların ve 
farklı malzemelerin oluşturduğu ahenk.


Amsterdam - Bitişik nizam yapıların uyumuna ve 
bu uyum bozulmadan günümüze kadar ulaşabilmesine hayret etmemek mümkün değil.

Brüksel - küçük ama hala fonksiyonel.
Ev, sokak, kaldırım ilişkisi yıllardır bozulmamış.
Bizde olsa kapı eşiği çoktan asfalt yolun hizasının altında kalmıştı.(İstanbul' daki tarihi sokak çeşmelerinin ne kadar çukurda kaldığına hiç dikkat ettiniz mi?)

23 Aralık 2013 Pazartesi

KEMALİYE MİMARİSİ



Kemav Vakfı' nın 10. kuruluş yıldönümü sebebiyle planlanan " KEMAV 10 yaşında Etkinlikleri" kapsamında gerçekleştirilecek olan " Kemaliye Tanıtım Günü" ne bizler de " Özgün Kemaliye Mimarisi" konulu sunumumuzla katılacağız. Tanıtım günü etkinliği 28.12.2013 günü saat 14:00-16:15 arasında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Farabi Salonu, Sıhhiye Ankara adresinde düzenlenecektir.Aşağıda programı görebilirsiniz.

Program

14:00 Açılış konuşmaları
Davetli Misafirler
İsmail YÜCEL KEMAV Başkanı

14:15 Saklı Cennet Kemaliye(Eğin) Sunumu
Sıtkı FIRAT -Sanatçı, KEMAV Mütevelli Heyeti Üyesi

14:30 Kemaliye(Eğin) nin ve KEMAV' ın Genel Tanıtımı
Günhan ÜNSAL -KEMAV Yönetim Kurulu Üyesi

14:45 Özgün Kemaliye(Eğin ) Mimarisi
Eray PARLAKKAYA-KEMAV Özgün Mimariyi Koruma ve Yaşatma Komitesi Üyesi

15:00 Geleneksel Kemaliye(Eğin) Kıyafetleri Defilesi
Kadriye Ayda ÜNAL - KEMAV Yönetim Kurulu Üyesi

15:30 Kemaliye(Eğin) Doğa Tarihi Müzesi Türkiyede bir ilk
Prof.Dr.Ali DEMİRSOY - KEMAV Mütevelli Heyeti Üyesi

16:00 Kemaliye Kültür Ve Kalkındırma Derneği Folklor Gösterisi

16:15 Kapanış

DÜĞÜN DERNEK FİLMİ VE KEMALİYE

Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren, eğlenceli ve hareketli tarzıyla özellikler gençler tarafından beğenilen "DÜĞÜN DERNEK " filminin çekimleri Kemaliye, Polonezköy ve Sivas' ta gerçekleştirilmiş. Filmin bizi  ilgilendiren tarafı ise projesini çizdiğimiz camii de çekilmiş olan sahneleri ve  Kemaliye' de restorasyonunu yaptığımız diğer yapıların da kıyısından köşesinden filimde gözükmesiydi. Filmin Sivas' ta geçiyor olması ve   Kemaliye' den bahsedilmemesini göz ardı edersek, yine de Kemaliye' nin tanıtımına katkısının olacağını düşünüyoruz.



FATMA LİBAS TİRYAKİOĞLU CAMİİ
Erzincan İli Kemaliye İlçesi Hacı Yusuf Mahallesi Pafta 7 Ada 110 Parsel 1' de bulunmaktadır. Kemaliye eşrafından Mehmet Hayrettin Tiryakioğlu' nun 11 Mayıs 1962 tarihindeki vasiyetine göre Kemaliye Müftülüğünce yaptırılmıştır. 2007 yılında Y. Mimar Eray Parlakkaya tarafından projelendirilmiş, aynı sene uygulanmaya başlanmış 2009 senesi içinde inşaatı tamamlanmıştır.
      Fotoğraf : Osman Topaloğlu


Filmden bir kare

















11 Ekim 2013 Cuma

Genel Müdürümüz Eray Parlakkaya ( Y.Mimar) mimarlık mesleğinde 40. yılını doldurdu.
Nice başarılı ve sağlıklı yıllara.

4 Temmuz 2013 Perşembe

"KEMALİYE - TARİHİ ÇARŞI" RESTORASYON PROJESİ

Geçtiğimiz aylarda üzerinde çalıştığımız  "KEMALİYE TARİHİ ÇARŞI " projesi Haziran 2013' de Kültür Bakanlığı Koruma Kurulu tarafından onaylandı.
Büyük beğeni kazanan projemizin uygulamasının da başarılı bir şekilde gerçekleşeceğine inanıyoruz.Böylelikle ilçenin sosyal yaşamına ve turizm hareketine büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz.

Kemaliye Tarihi Çarşı alanı ilçenin 10 mahallesinden biri olan Dörtyolağzı Mahallesi sınırları içinde yer alır % 30 – 45 eğimli arazi, çarşının konumlandığı alanda düzleşerek yerleşim alanının diğer yerlerine oranla daha olumlu yapılanma koşulları sağlar. 
Özgün durumunda çarşıda 3 meydan bulunmaktaydı. Bunlar Söğütlü Meydanı, Buğday Meydanı ve Hacı Evliya Meydanı’dır. Eski dükkanların arazi üzerindeki konumu mevcut yol düzenleri araziye paralel ve dik yolların düzenleri bu meydanlara göre gelişmiştir. Dükkanlar, bu yolların ve meydanların yanlarında sıralanır. Yollar, cami, hamam, çeşme gibi yapılarla sonlanır.


Mevcut durumda çarşıda bakkal, tuhafiye, kasap, fırın, sobacı, manav, derici, lokanta, berber, terzi,kırtasiye, elektrikçi,otobüs yazıhanesi, hediyelik eşya, pastane, balıkçı, eczane, nalbur, otel-lokanta, demirci, taksi-minibüs yazıhanesi, beyaz eşya, çeyiz, marangoz v.b. olmak üzere çeşitli esnaf bulunmaktadır. Günümüzdeki tasarım, zaman içinde gelişi güzel mekan ihtiyacı ortaya çıktıkça eklenen birimlerden oluşmaktadır.  Yeni tasarım aşamasında çarşı bir bütün olarak ele alınmış, projenin özgün dokusuyla uyum sağlamasına özen gösterilmiştir.
Uzun yıllardan günümüze Kemaliye kültürünün yaşayan parçası olan Kemaliye Tarihi Çarşısı' nın restorasyonuyla tarihi mirasın gelecek nesillere taşınması, kentsel koruma alanında gerçekleşmiş olacaktır. Dükkanların mal sahiplerince kullanımları devam edecek veya farklı kişiler tarafından işletilebilecektir. Eski işlevi depo olan dükkanlar onarımlarının yapılmasıyla yeni işlevlerinde yöresel yemek lokantası, el sanatları atölyesi, kültür evi, hediyelik eşya dükkanı gibi fonksiyonlar verilerek bölge kültürünün yaşatılması sağlanacaktır.

RÖLÖVELER




RESTORASYONLAR






28 Haziran 2013 Cuma

TARİHİ EVLERDE AYDINLATMA

Daha önce uluslararası "Balkan Light 2012" kongresinde bildiri olarak sunulan, Tarihi Kemaliye ve Safranbolu Evlerinde Doğal Aydınlatma" isimli araştırmamız; 19-20 Nisan 2013 tarihlerinde İstanbul Dünya Ticaret Merkezi' nde ( İDTN) gerçekleşen 9. Ulusal Aydınlatma Kongresi' de sunumlu poster olarak katıldı.






25 Şubat 2013 Pazartesi

ACADEMIC HOSPITAL- ATAŞEHİR HASTANESİ İÇ MİMARİ PROJESİ




ÖN CEPHE


ZEMİN KAT-BEKLEME BÖLÜMÜ


ZEMİN KAT -KARŞILAMA BÖLÜMÜ


1. KAT KARŞILAMA BÖLÜMÜ


1. KAT- DOKTOR ODASI


ZEMİN KAT-ACİL SERVİS


ZEMİN KAT-ACİL SERVİS BEKLEME BÖLÜMÜ



8 Kasım 2012 Perşembe

KANEPE SORUNU

Bu sefer özel imalat yapmayalım; piyasada onlarca seçenek var, modellerden model beğenip bir kanepe alıverelim dedik. 
Ve  o andan itibaren kanepe konusu bizim için artık bir problemdi.
Daha önce beraber çalıştığımız, bildiğimiz firmalardan başladık gezmeye. Birincide olmazsa ikincide aradığımızı bulacağımıza o kadar emindik ki. Zaten aradığımızın ne olduğunu da çok iyi biliyorduk ve aslında ağır şartlarımız da yoktu. Kol kısmı geniş olsun, ama olmayabilir de. Ayakları metal olmasın ama olabilir de. Oturma yeri monoblok yada minderli farketmez. Yeter ki rahat olsun diye düşündük. Ama işin içine girince anladık ki " yeter ki rahat olsun " derken çok fazla beklenti içine girmişiz. 2-3 mağaza gezince başarıya ulaşacağımızı düşünürken bir baktık ki Modoko, Addresİstanbul, Kalamış-Erenköy arasındaki bütün mobilya mağazalarını tek tek dolaşmışız.
Bu sene trend yatak gibi kanepeler. Bir dönemin modası "çek-yat" olayının ortadan kalkması, televizyon karşısında rahat oturumlara yönelme gibi düşüncelerle tasarlanan ürünler karşıdan gerçekten de çok güzel görünüyorlar. Çift renkli kumaş ve bol yastık kullanımıyla göz dolduruyorlar. Fakat iş düzgün bir şekilde oturmaya gelince bir türlü rahat pozisyonu bulamıyorsunuz. Bir çoğunda minder derinlikleri oturmaya müsait değil. Ayaklarınızı yanınıza çekip kıvırmanız ya da boylu boyunca uzanmanız gerekiyor. Pozisyon değiştiriken elinizde bir fincan kahve varsa, uzanıp bırakmaya kalksanız çaresiz durumda kalabilirsiniz. Bu kadar sızlanmayalım, seçenekler arasında rahat kanepeler yok muydu? Tabii ki vardı.  Alman ve İtalyan tasarımcıların elinden çıkan ödüllü tasarımlar hemen kendini belli ediyordu. Özellikle Addresistanbul' da bulunan Leolux firması, dışarıdan bakıldığında estetik kaygıları olmayan ama oturur oturmaz ergonomik tasarımdaki profesyonelliklerini hemen anlayacağınız tasarımlar sunuyor.


Leolux Kanepe

Aslında bizim kanepeyi kullanacağımız mekan çok modern değil. İthal ürünler metal ayakları ve keskin hatlarıyla diğer mobilyalara pek uymayacaktı. Buna rağmen rahatlıklarıyla beğenimizi kazanan modelleri almaya kalktık ama geliş süreleri 2 buçuk - 4 ay arasında değişiyordu ve kumaş seçenekleri çok azdı. Teşhirdeki ürünler de boyut ve renk olarak isteklerimize cevap veremeyince yerli firmalara yöneldik. 
Yerli tasarımcılara ait gördüğümüz ilk model uzaktan çok hoştu, ama oturunca kalkamadık. Minder öyle yumuşaktı ki. Ayrıca eğim de arkaya doğruydu, öne uzanmaya kalkınca kanepe sizi arkaya doğru çekiyordu. İkinci model pek aradığımız gibi değildi ama dış güzelliğin ne önemi vardı. İçi güzelse, rahatsa kabullenebilirdik. Fakat bu sefer de oturma yeri derinliği bir hayli fazlaydı. Sırtımı yaslamaya kalktığımda ayaklarım havada kaldı. Sırtımı ve kol altımı yastıklarla doldurdum, ama en ufak harekette yastıklar sıkıştıkları yerden kurtulabilirlerdi. İkinci mağazada da arayışlar aynı şekilde devam etti. Ama sonuç aynıydı. Kanepelerin tamamının oturma kısmı haddinden fazla derin, alçak ya da yüksekti. Bel boşluğum hiçbir zaman dolmadı, ayaklarım havada kaldı, oturdum kalkamadım vs. Yine de uygun bir tasarım bulmaya kararlıydım. Yıllardır kalitesine güvendiğim, her aldığım ürününü tepe tepe kullandığım Casa Mobilya da karar kıldım. Müsterilerimize aldığımız ürünler haricinde, 15 yıldır annemlerin kullandığı oturma grubundan ve 4 senedir bizim çalışma odamızda kullandığımız kanepe ve koltuktan o kadar memnunuz ki... Bu sefer de aklımızın yattığı, içimizin sevdiği 2 modeli Casa Mobilya' da bulduk. İkisinden birini seçeceğiz. Misafirlerimiz de rahat edebilir, biz de akşamları sorunsuz oturabiliriz gibi görünüyor. Şimdilik kanepe sorununu çözdük gibi.

 Casa Diva Kanepe
Casa Fly Modeli



11 Ekim 2012 Perşembe

ENDONEZYA MİMARİSİNİN İSTANBUL' DAKİ YANSIMASI

Village Park Country Resort, Uzakdoğu tarzı mimari öğeler ile tasarlanan villaları ve zen bahçesi ile farklı bir mimari atmosferin yakalandığı, dekorasyona dair her detayıyla yurtdışına gitmişsiniz hissi veren bir tesis. Sadece taş ve ahşap kullanılarak uygulanmış olan  binaları; az katlı yapılarda beton kullanılmadan aslında daha mutlu olacağımızı düşündürdü bana.



Tesis büyük bir araziye yayılmış bir çok bölümden oluşuyor. Villalar bölümü, Matsu Spa bölümü ve buradaki özel villalar, restoran binası,küçük bir kapalı havuz, açık havuz ve yanında kafeteryası, Türk hamamı, jakuzi, masaj bölümleri, sauna odası, buhar banyosu odası ve giyinme odaları fonksiyonel bir biçimde çözümlenmiş. Kullanılan malzemeler ve renkler de mekanların işlevleriyle çok uyumlu. Spa ve masaj bölümlerinde bol miktarda ahşap ve mozaik kullanılmış. Türk hamamında kullanılan mermer işçiliği, sade desenli çiniler kaliteli bir görüntü oluşturmuş. Göbek taşı üzerinde uygulanan kubbe ve içindeki boya uygulaması tavan penceresi gibi algılanıyor. Masaj bölümündeki aydınlatma gerektiği gibi loş ve rahatlatıcı. 
Jakuzi konum olarak tamamen camlı, zen bahçesine bakan bir cumbaya yerleştirilmiş. Yanında dinlenme şezlongları ve çakıl taşlarından oluşturulmuş zemini ile son derece keyifli bir kısım. Sadece jakuzinin mahremiyeti sağlanırsa daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Ortada geçiş alanında ve biraz ayak altında oluşundan dolayı pek kullanma isteği doğurmuyor. Konaklama ve spa bölümleri dışında şirketlerin kullanabileceği toplantı odaları sakin ve teknolojik donanımlı olduğu için iş veriminizi attıracak nitelikteler.

ANAOKULU PROJESİ- TASLAK ÇİZİMLERİ